17 Şubat 2014 Pazartesi

Uyan - İlkay Coşkun

Uyan

I
var mıdır kalp acısından, aklı kusur olmayan
dünyalık ihtiras için, fani saçın yolmayan
al/dan yanak gül/den dudak, varsa yoksa ne yazar
aşk şarabı yudumlayıp, meşk küfesi dolmayan

II
Hakkı baki gören gözler, kadir-i mutlak ayan
Firdevs pınarından güller, yüreği sevgi sayan
kervanların mal ilen mülk, kalsa dursa ne yazar
umutların hiç sönmesin, kalmayasın yayan

III
sınavımız var âlemde, neden yok ki hiç duyan
var mıdır yürek pasını, Kur’ân nuruyla yuyan
dirhem katre zevk ve sefa, olsa sürse ne yazar
fenafillaha ulaşıp kadir-i Mevlâ’ya uyan

IV
sevgiyi şiar edinir, güzelliği arayan
şendir âlem-i faniyi, sonsuzluğa adayan
prangalarda can beden, doğsa ölse ne yazar
şafaklara yağar rahmet, dayan can evim dayan

V
meftun ol Rab kapısına, kalbe merhamet koyan
tamah gösterme âleme, ülfet edip doyan
ömür billah dileklerin, dolsa tutsa ne yazar
ölmeden öldür nefsini, hikmet-i hilkate boyan

VI
kudret-i ebediyedir, yaşatılan cereyan
kanaat melekî huydur, budur şümul-i beyan
dünya dar bir ticaretgâh, alsa satsa ne yazar
levh-i mahfuzda yazılmış, gerisi boş hezeyan

İlkay Coşkun  

Yeni Asya Gazetesi
05.09.2009

http://www.yeniasya.com.tr - İlkay Coşkun

23 Kasım 2013 Cumartesi

Kayıp Güz Düşleri - İlkay Coşkun



Kayıp Güz Düşleri

eylül bulutu içer, sıcak beyaz tenini
açar narenciye gözesinde dalların
tokmaklı kapılar önünde hazan iklimler
biriktir yapraklarını, elvan tomurcukların döl tutar
kar yağdırır, kül rengi dudaklarından inciler

gecede kurulur, mili kaymış sulusepken düşlerin
oğul vermez çıplaklığı, koynuna dost toprağın
süt kokar, iksiri damıtılmış melez zaman
yürür, susuz çöl arklarında dolu fıçılar
hapseder sevda mahzeninde, deli akan kanları

harmanında devleşir, yoğrulduğum yalnızlık
çare olmaz sarmalayışın, karganın ağzındayken ceviz
ezberim bozulur, aklımda yol alırken gördüklerim
kararır toprakta baharın, ağlayarak kükre yüzüme
çek içine yalancı ayazları, zemheri burada değil

hey gözüm güz mevsimi sanrıları biriktirme başıma
sorgusuz saplanır yüreğime, aşkın kör temreni
tane vermeyen darı kadar, aldatmadım ki seni
nasıl olsa gözlerimi öper ay, mehtabında serinlerken rüzgâr
yellendirir kayıp değirmenlerimi
dönerek beynimde kırk y â r
...
 
İlkay Coşkun
28,08,2009
Göç Edebiyat
Sayı 2, Eylül 2009

15 Kasım 2013 Cuma

Fadile - İlkay Coşkun



Fadile

yanaklarında allı gamzeler
ellerinde ağustos sıcağı
-gözlerimde bahar
-hayalimde buselerinin kaçamağı
yüreğim gümbür gümbür
düşlerime konuk oynaşmalar
muzır koklaşmalar
___________________
elin elime / tenin tenime
tuzlu dudakların dudağıma
nerede kaldın, eeeyy!
Fadileeee  Fadilee!

İlkay Coşkun
06.06.2008

11 Kasım 2013 Pazartesi

Yürekler Durulunca - İlkay Coşkun

Yürekler Durulunca

1
âlem girdabında ruh bedene tutunur
gayb deryasına dirhem katre katılır
elest âleminden muştulanır kader sırları
fısıldanır kün emri, amade kulaklara
akar ırmaklar yatağına, herc-ü mercinde ömür
derbeder çığlıklar demlenir canda
son deminde bütün ham pişmeler
canlar fena fillahe erer yürekler durulunca.

2
hazan vakitlerinde kuruyunca sorgular
zemherinin kesif anlarında kalır akıllar
küçük balıklar sığınır yuvasına
çağlar tarih dehlizlerinden ikbale perçin
tekerrür eder zaman, “aksakallı koca dünya”
Mevlana’dan beridir semaya doymadı zaman
devri âlemde dolaşır, onsuzsa beyhude can
sular firdevse kavuşur yürekler durulunca.

3
saklı düşlerin küfesine gizlenir dilşah arzular
muhasarası var, eşik dibi zebani duruşlarının
şehrayin anılarından süzülür somurtkan simalar
her kalan gün maraz üzerine derbeder ruhla doğar
işkencesi kurgulanır yüzkarası mahfuz bedenlerin
kayıplarına konar heyula; -aç, sefil, viraneler şehri-
vuslat muştusu Makam-ı Mahmut der, susar
hak yoluna abid olur yürekler durulunca

4
dimağlara konar zebani haykırışlar
en derininde gizlenir duyguların acı hali
lügatine düşmüş kan damlayan kelimeler
hüzün tarlalarında biçilir karanlık emeller
doğan güneşin nurudur, şafaklarla paylaşan
ve sen ve acımasız kayıplarında ki zaman
af bekleyen günahlara seslenir bütün dualar
firavun ruhlar deli olur yürekler durulunca.

5
çiğnenir rızık payları ganimet çöplüklerinde
bir tas su içilir artakalan hırsların üstüne
kapatır turab, pak eyler zehir zemberek canları
çöl susuzluğu ey hat, damaklarda acı tat
akli selim, payidar kalan hoş sada kubbede
kurulur mahşeri ölüm sancaktarlığı ve hiçlik
ikbale tohum ekilir, filizlenir hayaller
çağların şuası alevlenir yürekler durulunca.

6
barışı gölgeler zindanın soğuk yüzü
konuşur firavun kalıntılı ruhların fendi
alevlenen yer gök, sinenin bağrıdır
yırtılır Bağdat’ın göbeğinde namus, ar
ses verir Gazze’de çocuk, törpülenir vicdan
kırılan kalemlerdir, hâkimlerin elleri
aranan kıvılcımdır, yarınların gülleri
ilim irfan sel olur yürekler durulunca.

7
safi duruşların sırrına mazhar mıdır ekâbir
yed-i beyzâ’dır kopa gelen imdadın imbiğine
cılkı çıkmamış, goncası ölmemiş zamane tünelleri
and içsin doğruya açılacak yolların menzili
ki damıtsın kirliliği akan kanın harcıyla
baltaların suyu çeksin, körlensin yağlı urganlar
gül açsın yürek semazeninde, umuda kapı
gönül bağı güllensin yürekler durulunca.

8
keşmekeş cümbüşünden sıyrılırken gerçekler
kalburüstünde kalan darılar azat olur
savrulur zamanın sığ yerinde selamet
inbat sürgünlerinde hazin kalır çırpınışlar
saman alevlerinde hızla yanar desise
umuda açılır yol, sütbeyaz düşlerde
emek, sabır birleşir umudun ışığında
gönülde güller derlenir, yürekler durulunca.

9
doğar mucize, sürüklenen devr-i âleme
keramet biçer fanusun da izbe dimağın
Kerbela’ya uçar gider, yüreğimde ne varsa
canımız kurban ey dost, huzuru Hakk’, cemal’e
can evinden vurulur, nuru çevreler haleler
özlemin var, hasretin var nazlı yâr
dilaltı huzmelerinde badeler gül tadar
esen yel dillenir yürekler durulunca.

10
hatıralar zihinde, yüreğe düşerken kor
şuasız kalmış şehir, cansız resim duvarda
büyük korkular yaşatır yalnızlığı
kertiği atılmış dünlerin kadar taze ve dul
koynunda emziremedin süt kokan bedenimi
bütün haykırışlar sana, susar dilek ağacı
düşer yine yüreğe emellerin sevdası
âlimin fendi yellenir, yürekler durulunca.

11
deli akar kan, köz alevi bir hayatın baharı
kahkahalar ardında gözyaşları ve sükut
sevmek: ufuklar ötesinde baki yârin neharı
dâr-ül selâm arzusuyla yanar vicdanın nidaları
hayat ölümün zıddı, gözlerden düşer ah!
yüreklerde dillenir, ecirna minan nar…ebed-ül abâd
ebâbil gibi hür, şen beden ve tinin debdebesi
fani âlem demlenir yürekler durulunca.

12
gönül dergâhına sunulur baki âleminden fısıltılar
dâreyn antlaşmasıdır, hesabı görülen kader payında
bir zahid, bir derviş beslenir zikirlerde
harp meclisleri kurulur, çevrilir dümen seyrüsefere
cemal-i yâr, üfler ebced hesabı ruhun bebeğine
gözlerden katreler iner; huzura ve s ü k u n a
kemale ererken mahfuz iç çekişler, durulur göz pınarları
samanlıklar seyran olur yürekler durulunca.

13
kalü belâdan seslenir ruh; sırat-ı müstakimdir aranan
yürekte eritir vicdanın kuvve-i maneviyesini yaradan
harabat ehlidir yollara düşen; ahvali: yara, kor.
İdris’in libaslarıdır örter jiyan bedenleri, ifrata yol var
yeniden yaz umudu -hor görme yaratılanı
defineler adım başı yeter ki viranelerde olmasın can
rüyalara vurulur mu kelepçe, atiler hür iznillah
hayaller göz kırpar yarına, yürekler durulunca.

14
gönül deryasında süzülür lafsın bercestesi, i l a h i
akar sonsuzluğa, âsude yürek hanına çağlayarak
şiar edinir hakkı ve adaleti, yaşanır hayalde füsun
meftunum ayağının tozuna, -Sadakallahül Resul-
gülgün bir dünyadır ölümüne ağıtlar yakan
beklenen ulu sevgilidir, ey güzel ülfetim uyan!
mesirelik âleme şafaklar doğdu, baki hak ayan
sevgi kucaklar cihanı, yürekler durulunca.

15
dökülür anberler bedestenlerden ruh dehlizine
misafir şah damarında karşılanır; rücu eder rabbine
minarelerden yükselir musiki seda, r a y i h a sıyla
kavuşur asumana, ayyuka uzanırcasına nur
büyütür bedenlerinde arifin amellerini
bezm-i elest tekerrür eder; Allah bir, azze ve celle
ab-ı kevser yudumlanır, dizginlenir nefs-i emmare
huzura erer can, yürekler durulunca...
.....

İlkay Coşkun
22.05.2009

6 Eylül 2013 Cuma

Sivas Kitap Fuarı - Düş Yolcusu

 
2. Sivas Kitap Fuarındaydık

30 Ağustos- 05 Eylül 2013 
Şiir Vakti Yayınevi standı -  
İlkay Coşkun 
Selim Tunçbilek
Yusuf Bal
Baki Karcı
































Online Satış: www.kitap-evi.com

5 Haziran 2013 Çarşamba

emma - İlkay Coşkun

                 emma 

        zarif şiir

emma
kimse benim gibi
sevmedi ki seni
ee    ee
mm     mm
mmm      mmm
aaaaa          aaaaa
kalemi yaşatan sevda
hayalimi hadi çiz hayatına
boya beni, gözlerinin tonuyla
gülümseyen yüreğimi saran güzeli
gül ardında saklı bahçeme uzan elinle
şehir varoşlarında, yeniden yaşat beni
sevda türkülerini söyleyip sana geldim
kutlu düşlerimi adayıp, yoluna serdim
bir gar uykusunun ağırlığı üzerinde
kar beyazı sayfa hayatının anlamı
sarayımdan gül kaçıran kadın
mahcubiyetini bırakır bana
hayatın sapağında yolun
umuda sarar oltasını
güzeli herkes sever
berceste mısrası
aşk söylencesi
açılsın bahtım
sana doğru
rüyamsın nede olsa
baharım geliyor dur gitme
kıştan kaçarken ben
sar ellerimi
duy sesimi
Emma
ne
g
ü
z
e
m  l  m
m  sin  m
a  emmae  a
nmnnmmmsme
……………….......
İlkay Coşkun
24. 03 .2010
---------------
------------
---------
-----

Mor Taka Sayı 14 –Yaz-2010
Buruciye Şiir Antolojisi,5-2011
Düş Yolcusu Temmuz - 2011
 
Sevgini En İyi Sen Anlat - 2012
Şiir Vakti - Sayı 3 - Ocak 2013